Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Historique
her birinin
Sens de
"her birinin"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Latin
1
Latin
her birinin
sing (singulorum)
expr.
Sens de
"her birinin"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 102 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
her zaman birinin üzerinde taşınan faydalı bir şey
vade mecum
n.
2
General
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
ride-sharing
n.
3
General
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
covoiturage
n.
4
General
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
carpool
n.
5
General
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
lift-sharing
n.
6
General
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
car-sharing
n.
7
General
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
rideshare
n.
8
General
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
carpooling
n.
9
General
iki rakip matadordan her birinin sırayla birkaç boğa ile dövüştüğü boğa güreşi
mano a mano
n.
10
General
(bir davranış için) birinin her zamanki davranışlarına uymamak
be out of character
v.
11
General
her an birinin emrinde olmak
be at someone's beck and call
v.
Phrasals
12
Phrasals
(birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak
beguile someone out of something
v.
13
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak
drool (all) over (someone or something)
v.
14
Phrasals
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool (all) over someone or something
v.
15
Phrasals
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool over someone/something
v.
16
Phrasals
birinin her tarafından bir şey akmak
ooze from
v.
17
Phrasals
birinin her tarafından bir şey fışkırmak
ooze from
v.
18
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin her yerine bulaştırmak
smear someone or something with something
v.
19
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her tarafını bir şeyle kaplamak
strew (someone or something) with (something)
v.
20
Phrasals
birinin/bir şeyin her tarafını biriyle veya bir şeyle çevirmek
surround someone or something with someone or something
v.
21
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her tarafına (bir şey) dolmak
swamp (someone or something) with (something)
v.
22
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her yerine sıçratmak
splash all over (someone or something)
v.
23
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her yerine işlemek
splash all over (someone or something)
v.
24
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her tarafını ıslatmak/batırmak
splash all over (someone or something)
v.
25
Phrasals
birinin/bir şeyin her yerine sıçramak/sıçratmak
splatter someone or something up
v.
26
Phrasals
(birinin ya da bir şeyin) her yanına salya bulaştırmak
salivate (all) over (someone or something)
v.
27
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her istediğini yapmak
cater to (someone or something)
v.
28
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her yanını sarmak
come upon (someone or something)
v.
29
Phrasals
birinin her tarafını sokmak
eat someone up
v.
30
Phrasals
birinin her tarafını ısırmak
eat someone up
v.
31
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak
extend over (someone or something)
v.
32
Phrasals
(birinin) her türlü ihtiyacını karşılamak
look after (someone)
v.
33
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her tarafına ovarak sürmek/yaymak
rub (something) (all) over (someone or something)
v.
34
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her tarafını sarmak
steal over (someone or something)
v.
35
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine saçmak
strew (something) (all) over (someone or something)
v.
36
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine dağıtmak
strew (something) (all) over (someone or something)
v.
Colloquial
37
Colloquial
(birinin) her şeyiyle kendini ortaya koyması
(one's) all
n.
38
Colloquial
(birinin) istediği her iş vb. hazırda olmak
be (one's) for the asking
v.
39
Colloquial
(birinin) istediği her iş vs. hazırda olmak
be there for the taking
v.
40
Colloquial
(birinin) her yanını sarmış
all over (someone)
adj.
41
Colloquial
(birinin) her yanını sarmış
all over one
adj.
42
Colloquial
(birinin) her yanını sarmış
all over (someone)
adj.
43
Colloquial
(birinin) her yanını sarmış
all over one
adj.
44
Colloquial
müziği durdurun! her şeyi durdurun! (bir konuşma esnasında araya girip birinin dikkatini çekmek için söylenir)
stop the music! hold everything!
expr.
45
Colloquial
(birinin) midesindeki her şey
(one's) guts out
expr.
Idioms
46
Idioms
her zamanki hikaye (birinin söylediğinin yalan olduğu düşünülerek söylenir)
a likely story
n.
47
Idioms
birinin isteyebileceği/hayal edebileceği her şey
the moon on a stick
n.
48
Idioms
(birinin) her türlü numarası
(one's) whole bag of tricks
n.
49
Idioms
(birinin) her türlü taktiği/yöntemi
(one's) whole bag of tricks
n.
50
Idioms
(birinin) her türlü tekniği
(one's) whole bag of tricks
n.
51
Idioms
(birinin) içinden/aklından geçen her şey
a piece of (one's) mind
n.
52
Idioms
birinin/bir şeyin her şeyini sömüren/tüketen kimse/şey
the bottomless pit
n.
53
Idioms
(birinin) masasındaki her şeyi toplamak
clear (one's) desk
v.
54
Idioms
(her nasılsa) birinin cebine girmek/eline/avucuna düşmek
find its way somewhere
v.
55
Idioms
birinin yerine yapması gereken her şeyi yapmak
be spoon-fed
v.
56
Idioms
birinin her işini görmek
be spoon-fed
v.
57
Idioms
birinin yararlanması için her şeyi anlatmak
give someone the benefit of
v.
58
Idioms
(birinin) her zaman doğruyu söylediğinden emin olmak
keep (one) honest
v.
59
Idioms
birinin her zaman doğruyu söylemesini sağlayabilmek
keep someone honest
v.
60
Idioms
her istediği birinin olmak
be somebody's for the asking
v.
61
Idioms
birinin istediği her şey hazırda olmak
be somebody's for the asking
v.
62
Idioms
(birinin) her istediği onun olmak
be (one's) for the taking
v.
63
Idioms
(birinin) istediği her şey hazırda olmak
be (one's) for the taking
v.
64
Idioms
birinin her istediği onun olmak
be somebody's for the taking
v.
65
Idioms
birinin istediği her şey hazırda olmak
be somebody's for the taking
v.
66
Idioms
birinin her istediği onun olmak
be there for the taking
v.
67
Idioms
birinin istediği her şey hazırda olmak
be there for the taking
v.
68
Idioms
(birinin) her şeyi olmak
be (one's) life
v.
69
Idioms
birinin her şeyi olmak
be somebody's life
v.
70
Idioms
her an (birinin) emrinde olmak
be at (one's) beck and call
v.
71
Idioms
(birinin) her dediğini kabul etmek
eat out of (one's) hand
v.
72
Idioms
(birinin/bir şeyin) her hareketini gözlemlemek
keep tabs on (someone or something)
v.
73
Idioms
(birinin/bir şeyin) her şeyini bilmek
know (someone or something) through and through
v.
74
Idioms
birinin/bir şeyin her şeyini bilmek
know somebody/something inside out
v.
75
Idioms
(birinin) her dediğini yapmak
sit at one's feet
v.
76
Idioms
her şey (birinin/bir şeyin) lehine
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
77
Idioms
her şey (birinin/bir şeyin) lehine
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
78
Idioms
filler asla unutmaz (birinin her şeyi hatırladığını dile getirmek için söylenir)
an elephant never forgets
expr.
79
Idioms
(birinin) kapısı her zaman açık
(one's) door is always open
expr.
80
Idioms
(birinin) her şeyi başına yıkılmış
(one's) whole world came crashing down around (one)
expr.
81
Idioms
her şey (birinin) karşısında/aleyhinde
cards are stacked against (one)
expr.
82
Idioms
(birinin) donuna kadar her şeyi
the shirt off (one's) back
expr.
83
Idioms
(birinin) sahip olduğu her şey
the shirt off (one's) back
expr.
Speaking
84
Speaking
birinin çocuğunu kaybetmesi her zaman trajik olmuştur
it's always so tragic when one loses a child
expr.
Law
85
Law
müşterek kiracıların her birinin mülkün tamamını eşit derecede kullanma hakkı
undivided interest
n.
86
Law
müşterek kiracıların her birinin mülkün tamamını eşit derecede kullanma hakkı
undivided right
n.
Politics
87
Politics
her on kişiden birinin cezalandırılması
decimation
n.
Medical
88
Medical
fallop tüplerinden birinin veya her ikisinin cerrahi operasyon ile onarılması
tuboplasty
n.
89
Medical
çene kemiklerinden birinin veya her ikisinin aşırı kısa olması
micrognathia
n.
Chemistry
90
Chemistry
reaksiyon hızının, üç reaksiyon molekülünün her birinin derişikliği ile orantılı olduğu kimyasal reaksiyon
third-order reaction
n.
91
Chemistry
her iki ana diyazolden her birinin türevi
diazole
n.
92
Chemistry
her iki elektronu da atomlardan birinin verdiği kovalent bağ
dative bond
n.
Botanic
93
Botanic
her birinin tepesinde tek bir sarı papatya bulunan yapraksız gövdeli bir bitki
nakedstem sunray (enceliopsis nudicaulis)
n.
94
Botanic
bazı tatlısu yosunlarının anteridyumunun duvarını oluşturan sekiz kılıftan her birinin iç duvarının orta kısmında yer alan ve dışa doğru çıkıntı yapan silindirik hücreler
manubrium
n.
Education
95
Education
fransız eğitim sistemindeki 17 bölümden her birinin yöneticisi
rector
n.
96
Education
akademik makalelerde yazarların her birinin ait olduğu kurum
affiliation
n.
Geography
97
Geography
dünyanın yarımkürelerinden her birinin haritası
hemisphere
n.
98
Geography
dünyanın yarımkürelerinden her birinin projeksiyonu
hemisphere
n.
Sport
99
Sport
liste halinde art arda sıralanmış yarışmacılardan her birinin bir üsttekini yenerek onun yerini almaya çalıştığı turnuva modeli
ladder
n.
100
Sport
liste halinde art arda sıralanmış yarışmacılardan her birinin bir üsttekini yenerek onun yerini almaya çalıştığı turnuva modeli
ladder tournament
n.
Slang
101
Slang
birinin hayatında her türlü musibetten kanada'yı sorumlu tutması
blame canada
expr.
102
Slang
(birinin) her hareketi
every time (one) farts
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of her birinin
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy